Dünya Basketbol Şampiyonası 30 Ağustos 2014’te başlıyor… Olimpiyatlardan sonra ulusal takımlar düzeyindeki en değerli organizasyon olan Dünya Kupası’na 5 kıtadan 24 ulusal takım katılacak. İspanya’nın ev sahipliği yapacağı kupanın maçları 6 şehirde oynanacak. Temmuz ayında Dünya Futbol Şampiyonasının sona ermesinden sonra ikinci bir dev organizasyona daha tanık olacağız.
Türkiye, 2010 yılındaki Dünya Kupası’nda ev sahibi olmanın avantajını kullanarak Dünya İkinciliği gibi büyük bir başarı kazanmasına karşın elemelerde başarısız olması nedeniyle dünya kupasına girme hakkı kazanmamış olsa da, FIBA tarafından “wildcard” aracılığıyla şampiyonaya davet edilmesi üzerine Dünya İkincisi ünvanıyla şampiyonaya katılıyor. Avrupa’nın en iyi antrenörlerinden birisi olan Ergin Ataman ve Karşıyaka’daki başarılarıyla antrenörlük yeteneğini kanıtlayan Ufuk Sarıca’nın önderliğinde, 2010 yılındaki takım ruhu ve mücadele gücünü bu yıl da yakaladığı takdirde, 12 Dev Adam’ın çeyrek finale kadar gelebileceğine inanıyorum.
ABD, her Dünya Kupası’na olduğu gibi bu şampiyonaya da bir numaralı şampiyonluk adayı olarak geliyor. Her ne kadar Lebron James, Kobe Bryant, Kevin Durant, Deron Williams, Dwight Howard, Chris Paul, Blake Griffin, Kevin Love gibi büyük yıldızlar çeşitli nedenlerle şampiyonaya katılmayacak olsalar da, İspanya’da mücadele edecek olan kadro kupanın en büyük favorisi… Derrick Rose, Stephen Curry, Anthony Davis, DeMar DeRozan, Ken Faried, Rudy Gay, Kyle Korver ve Kyrie Irving gibi oyuncular ile ünvanını koruma amacında olan ABD basketbolseverlerin en çok ilgisini çeken takım olacak.
ABD dışında 2012 Olimpiyat İkincisi İspanya, 2013 Avrupa Şampiyonu Fransa; 2010 Dünya ve 2012 Olimpiyat Üçüncüsü Litvanya da kupanın şampiyonluk favorileri arasında… Arjantin, Brezilya ve Yunanistan da basketbolseverlerin sürpriz beklediği takımların başında geliyor.
Ulusal takımlar düzeyinde aldığımız başarıları incelediğimizde takım sporları içerisinde en başarılı olduğumuz dalın basketbol olduğunu görüyoruz. Buna rağmen basketbolun genel olarak büyük şehirlerde sınırlı kaldığı ve ülke genelinde altyapı açısından güçlü olmadığımız görülüyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı ortak bir altyapı programı hazırlayarak, ortaokul ve lise takımları aracılığıyla gençleri basketbol ve diğer amatör sporlara yönlendirebilir. Buna ek olarak, spora yatırım yapmaktan hoşlanan hayırseverlerin futbol için anlamsız ve hesapsız ölçülerde harcadıkları paraların bir bölümünü basketbol ve diğer amatör dallara yatırmaya ikna edilmeli. Tesis ve antrenör açığımızı bu yatırımlarla kapatabiliriz.
Yayın Ortamı: Spor Kritik
Yayın Tarihi: 28.08.2014