Kızgınlık, takdir, üzüntü ve mizahı birarada yaşatan, ilginç bir spor filmi… Ünlü artistik buz patenci Tonya Harding’in yaşamı… ABD spor tarihinin en büyük skandalı olarak anımsanan akıl almaz saldırı olayı…
‘Eğitimim yok, tek bildiğim buz pateni yapmak. Beni hapse gönderin ama paten yapmama İzin verin. Buz pateni yapmadan yaşayamam.’
Artistik buz pateninde gösterdiği üstün yetenek ile dikkat çeken küçük Tonya ilk madalyasını dört yaşındayken kazanır, yaşı ilerledikçe başarılarıyla önce ulusal sonra uluslararası çapta öne çıkar. 1991 yılında üçlü axel yapan ilk ABD’li sporcu olarak tarihe geçerek ABD Şampiyonluğunu kazandıktan sonra Münih’te yapılan dünya şampiyonasında Dünya İkinciliğini elde eder; 1992 Albertville Kış Olimpiyatlarında dördüncü olur. 1994 Lillehammer Olimpiyatlarına hazırlanırken rakibi ABD’li buz patenci Nancy Kerrigan’a yapılan fiziksel saldırıdan sorumlu tutularak hakkında soruşturma açılır, olimpiyatları sekizinci olarak noktaladıktan sonra, soruşturma sonucunda kısmen sorumlu bulunarak buz pateninden men edilir.
Yönetmen Craig Gillespie öyküyü belgesel tadı veren nesnel bir yaklaşım ile anlatmış.
Filmi seyrederken pembe bir başarı öyküsü yerine sizi sık sık üzen, zaman zaman kızdıran ama yetenek ve başarısıyla da takdir etmekten kendinizi alamayacağınız bir şampiyon portresi göreceksiniz. Yönetmen Craig Gillespie, Tonya’nın yaşamını ve 1994 yılında spor dünyasında dalgalanmaya yol açan saldırı olayını, olaya karışanların herbirinin bakış açısını ayrı ayrı yansıtarak nesnel bir bakış açısıyla anlatmış. Aslında, Tonya Harding’in olaya ne derece karıştığı hala tamamen aydınlanmış değil ve hiçbir zaman aydınlanmayacak gibi görünüyor. Yönetmen de durumun hassasiyetine önem vererek herhangi bir yargıya varmaktan kaçınmış ve yorumu siz sinemaseverlere bırakmış. Karakterlerin zaman zaman kameraya bakıp seyirciye hitaben konuşması gerçek bir yaşam öyküsünü seyrettiğiniz düşüncesini sürekli olarak canlı tutuyor.
Filmin bütçesi düşük olmasına karşın buz pateni sahneleri çok etkileyici bir şekilde çekilmiş. Tonya Harding’i canlandıran Margot Rabbie şampiyon buz patencinin yaşamındaki trajik yönleri son derece gerçekçi bir şekilde yansıtmayı başardığı gibi buz pateni sahnelerinde çok etkileyici bir performans sunmuş. Oscar, Altın Küre ve BAFTA adaylıklarının haklılığını her sahnede gösteriyor. Tonya Harding’in annesini canlandıran Allison Janney yardımcı kadın oyuncu rolüyle Oscar, Altın Küre, BAFTA ödüllerini kazanarak 2017 yılının en parlak yıldızı oldu. Janney’i seyrederken bir annenin nasıl davranmaması gerektiğine ilişkin çarpıcı dersler alacak ve oyuncuyu takdirle alkışlayacaksınız.
Artistik buz pateni kış sporlarının gözbebeği olarak bilinir.
Artistik buz pateni, kökeni 18. yüzyılın ortalarına dayanan oldukça köklü bir spor dalıdır. Tarihin ilk artistik buz pateni kulübü 1742 yılında İskoçya’da kurulmuştur. Buz dansı 19. yüzyılda teknik olarak gelişmeye başlamış, ilk artistik figürler Amerikalı balet Jackson Haines tarafından denenmiştir. 1920 yılından beri olimpiyatların programı içerisindedir, kış sporlarının yaygın olduğu ülkelerde seyirci kitlesi çok geniştir. Artistik buz pateni, son derece zarif ve estetik figürlerin müzik eşliğinde sunumuyla yapılır. Sporcular, artistik buz pateninin doğal yapısı gereği buz pistinde ve sosyal yaşamlarında nezaket ve zerafetleriyle öne çıkarlar.
‘Erdemli bir aileden gelmiyorsun, ülkeni temsil edecek portreye sahip değilsin.’
Filmde anlatıldığına göre, Tonya Harding babasının evi terk etmesi sonrasında eğitim ve görgü seviyesi oldukça düşük olan annesi tarafından şefkat ve sevgiden yoksun bir şekilde yetiştirilmiş. Mutsuz bir çocukluk ve ergenlik dönemi geçirmesi sonucunda kişiliğinde oluşan zayıflıklar nedeniyle spor yaşamı ve ilk evliliği boyunca sürekli olarak sorunlar yaşamış. Çok yetenekli olsa da eğitim ve görgü seviyesinin düşük olması ve evliliğindeki şiddet ve geçimsizliğin sık sık medyaya yansıması yüzünden Amerikan artistik buz pateni dünyası tarafından hiçbir zaman benimsenmedi.
Filmde de görüldüğü gibi, Tonya Harding sürekli olarak hak ettiği puanları alamamaktan yakınarak bu konuyla ilgili hakemler ile konuştuğunda artistik buz pateninin ölçütlerine uymadığı kendisine açıkça söyleniyor. Artistik buz pateni dünyasının beklentilerine uyum göstermeyi denemek yerine kendi dağınık çizgisini sürdürmeyi yeğlemesi kariyerinde hedeflediği noktaya gelememesinin en önemli nedenlerinden birisidir. İçinde bulunduğunuz koca bir dünyanın size uyacağını düşünmek kadar büyük bir yanlış yaparsanız, o dünyanın içinde yaşamaya ısrar etmek büyük bir zaman kaybıdır.
Bir sporcuya erdemli davranarak kazanmak yakışır.
Tonya Harding’in yaşam öyküsü yetenekli bir insanın başarıya ulaşması için yeteneğin yeterli olmadığını; yeteneğin doğru işlenmesinin de kaçınılmaz bir gereklilik olduğunu gözler önüne sürüyor. Sevgi dolu bir aile ortamı içerisinde mutlu bir çocukluk dönemi, zihinsel olgunluğa erişimi sağlaması açısından yüksek öğrenim seviyesinde eğitim, disiplinli bir çalışma sistemi ve doğru insanlarla donanmış bir sosyal çevre sporcunun erdemli bir kişilik kazanması için gereken bir bütündür. Bu bütün sporcuya spor ahlakı kazandırır ki şampiyonluk hak ederek kazanıldığı takdirde anlamlıdır. Erdemsiz yollarla başarıya ulaşmaya çalışan sporcuların spor ahlakına aykırı davranışları saptandığında karşı karşıya kaldıkları utanç son derece ağırdır ve çevrelerinden gördükleri saygıyı yitirmelerine yol açar. Erdemli olmak sporcu olmakla eşanlamlıdır.
Spor filmlerine meraklı olanların zevkle seyredeceğine eminim. Meraklı olmayanlara filmin 2017 yılı boyunca toplam 143 sinema ödülüne aday gösterildiğini ve bunların 36’sını kazandığını hatırlatmak isterim. Seyretmenizi öneririm. Kesinlikle beğenirsiniz, iyi seyirler.
Ben, Tonya
Yapım: A.B.D.
Yönetmen: Craig Gillespie
Senaryo: Steven Rogers
Yapım Yılı: 2017
Oyuncular: Margot Robbie, Sebastian Stan, Allison Janney, Julianne Nicholson
Müzik: Peter Nashel
https://indigodergisi.com/2018/03/ben-tonya-buz-pateni-tonya-harding/
Yayın Ortamı: İndigo Dergisi
Yayın Tarihi: 12.03.2018