Bisiklete binmek bir insana neler hissettirir, neler yaşatır, neler düşündürür? Kişisel gelişim, duygulanma, geçmişe özlem…
Özgür Barışkan; bisiklet sevgisinden yola çıkarak okuyucuya seslenen, özgün bir kalem.
1973 yılında, İstanbul’da doğmuş. İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra İTÜ’de Gemi İnşa Mühendisliği öğrenimi görmüş. Özel sektörde yirmi yıla yakın bir süredir çalışarak ulaştığı parlak bir kariyer kendisine yetmemiş olmalı ki yazarlığa adım atmaya karar vermiş. Bisikletle İki Hafta için ilk göz ağrısı denebilir.
Bir bisiklet genç bir insan için ne ifade eder?
Roman, öykünün kahramanı olarak seçilen genç bir denizcinin ağzından anlatılıyor. Genç Denizci, Amerika’dan bir bisiklet satın alır ve görev yaptığı gemiye koyar. Geminin İstanbul’a doğru hareket etmesiyle bisikletin çevresinde dönen ondörtgünlük serüven başlar. Her gün bisiklet ile ilgili yeni bir gelişme yaşanırken öykü akıp gider, hüzünlü bir aşka bağlanarak sona erer.
‘Hayata dair neler yazarsam yazayım, sevdiğim insanı yazana kadar tüm cümleler eksik kalacaktı… Günün birinde kalbimdekileri sevgilime okuyabilseydim. O birkaç cümle için bir ömre değerdi.’
Bisikletle İki Hafta son derece yalın bir dil ile yazılmış, oldukça akıcı bir anlatıma sahip. Okudukça öyküye daha fazla sarılıyor, sonunu daha çok merak ediyorsunuz. Bir roman olarak yazılmış olsa da kişisel gelişim kitabı gibi de görülebilir. Yaşam rehberi arayan genç okuyucular için iyi bir yol gösterici olarak parlarken yaşı ileri okuyucuları geçmişe yönelik özeleştiriye çağırıyor.
‘Hayat bizlere, yakınlarımızdakilere ne kadar yaslanmamız gerektiğini, bizleri de bir bisiklet gibi düşüre düşüre öğretiyor.’
Yazar; öyküyü bir bisikletin çevresinde kurgulamış, birbirinden bağımsız onlarca konuya değinerek yaşama dair değerlendirmelerini sunmuş, zengin mesajlar iletmiş. Romanın kahramanı, kitabın ilk sayfasından itibaren sürekli olarak okuyucuyla konuşuyor. Ondört gün boyunca bisiklet ile ilgili attığı her adımı düşündürücü ya da komik bir olaya, okuyucuyu geçmişseverliğe yönelten bir anıya veya yaşamın maddiyattan uzak tatlarından birine bağlamış.
Kitabı okurken sizi duraksatıp düşündüren birçok bölüme rastlayacaksınız. Örneğin, dördüncü günün sonunda bisikletin rengine karar verirken ‘… hayat boyalarımızı döktükçe, elimizde kalan alttaki katmanlarla hayata tutunmaya devam etmek ve hatta ilk fırsatta tekrar tekrar yeni renklere bürünmek?’ sözleriyle konuyu yaşam mücadelesine bağlaması oldukça ilgi çekici olmuş. Hele ki roman kahramanı, babasının kendisine bisiklete binmeyi öğrettiği günlere değindiğinde sanki çocukluğumu yeniden yaşadım, ilk defa bisiklete bindiğim günü hatırladım.
‘Bisikletle İki Hafta’, bisiklet tutkunlarına da hitap ediyor.
Bisikletle İki Hafta; okurken bir an önce sonuna ulaşma isteği uyandıran, duygu dolu, okumayı sevdiren bir kitap. Arkadaş sohbetlerinizi tatlandırmak için kullanabileceğiniz kısa ve sevimli bilgicikler ile dolu. Kitabı bitirdiğinizde muhabbet kültürünüzün geliştiğini göreceksiniz. Özellikle bisiklete binmekten hoşlananların çok seveceğini düşünüyorum.
https://indigodergisi.com/2017/12/bisikletle-iki-hafta-ozgur-bariskan/
Yayın Ortamı: İndigo Dergisi
Yayın Tarihi: 05.12.2017